Senelerdir evliydiler. Sevgi agacini sabirla besleyip meyvelerini bu dunyada tatmak, sonsuz hayatta yemekti dualari. Dualarini isiten Yaraticilari da onlara iki evlat hediye etmisti. Kucuk zorluklar, buyuk mutluluklar icinde yasiyorlardi.
Bir yaz tatilinde anne ve cocuklar tatile ciktilar. Baba calistigi icin gidemedi, gunleri yalniz gecirmek zorunda kaldi. Ama, yalnizlik ona gore degildi. SIKILDI, ozledi, aradi. “Normal” gordugu zamanlarda, sair gibi:
“Bir insan daha var, cok sukur,evde;
Nefes var,
Ayak sesi var;
Cok sukur, cok sukur”
diye sukretmedigini farketti. Ozlemle bekledi, telefonla hasret giderdi, ama yetmedi. Nihayet gunler gecti. Evin guzel annesi ve cocuklar eve donduler. Kadini evde guzel bir surpriz bekliyordu.
Kapidan iceri adim attiginda, ayakkabi dolabinin uzerinde kirmizi bir gul ve bir not duruyordu:
“Hayat seninle mutlu.”
Hos bir duyguydu yasadigi. Sevgi ve ozlemle kocasinin boynuna sarildi. Kadin, su icmek icin mutfaga girdiginde bu defa masanin uzerinde baska bir kirmizi gul ve not buldu:
“Yemekler seninle lezzetli.”
Simdi butun odalari gezmesi ve gulleri toplamasi gerektigini anlamisti. Oturma odasina girdi, baska bir gul ve not bekliyoordu onu:
“Sohbetler seninle bereketli.”
Heyecanla girdigi cocuklarin odasinda da benzer bir isaret buldu:
“Cocuklarimiz seninle arkadas ve muhabbetli.”
Banyoda aynanin onunde:
“Guzellikler seninle guzel.”
Salonda:
“Hayat seninle mutlu.”
Sevdigini ve sevildigini yureginde hissedip kocasinin elini tutup yatak odasina girdiginde son notu ve gulu buldu:
“Mutluluk seninle mutlu!”